Kolombiya güzel bir ülke. Uçsuz bucaksız And Dağları, ağaçlar, ağaçlar, ağaçlar, yeşillik, çiçekler, kuşlar… Öyle bir cennet… Kahve bahçeleri, muz bahçeleri, avokado bahçeleri. Bolluk, bereket. İyi niyetli, güler yüzlü, konuşkan, yardımsever insanlar… Ülkenin korkutucu tarafı yok mu, elbette var. Ama ben Kadıköy Salı Pazarı’ndan alışveriş yapmış, Beyoğlu’nun arka sokaklarında yürümüş, İstanbul’da büyümüş bir insanım. Yankesicilik, nitelikli ve niteliksiz dolandırıcılık ülkemdeki olağan işler… Kolombiya’da “burası tehlikeli olabilir, dikkat et” dedikleri yerlerde bir Eminönü alt geçidinde hissettiğimden daha tedirgin olmadım. Allah korusun, elbette, ama abartıldığı kadar değil diyorum.
Neyse, konumuz yemek aslında.
Bu güzel ülkenin başşehri Bogota, devasa bir plato. And Dağları’nın çok yüksek bir yerinde kocaman bir düzlük. Mevsim denen şey bu şehirde yok. Senenin her günü 14-18°C. Her gün serin, ince bir mont giyilecek bir hava. Evlerin içi her zaman serin, ama ısıtmayı gerektirecek kadar da soğuk değil. Bu serin şehir bir çorba diyarı. Bizde hiç olmayan sebzeler, tanıdığımız sebzeler, kemikli etler, yeşillikler bir arada kaynatılıp çeşit çeşit şahane çorba hazırlanıyor.
Ajiaco (ahiyako okunur) Bogota’nın en en en çok sevilen çorbası. Kemikli tavuk eti, sığır kaburgası, taze mısır, 3 çeşit patates ve guascas denen otla hazırlanıyor. Latin Amerika patatesin çıkış noktası. Orada papas denen patatesin birçok çeşidi var. Bu çorbada 3 çeşidi kullanılıyor çünkü biri iyice eriyip çorbaya kıvam veriyor, birinin başka, diğerinin bambaşka bir özelliği var. Taze mısır 3 santim eninde tekerlek tekerlek kesilip çorbanın içinde pişiriliyor. Küçücük bir çatal var, çorbanın içindeki bu mısırı yiyebilmek için kullanılıyor.
Ben guascas otundan burada bulamadım, taze kişniş kullanabilirsin dediler ama elimde o da yoktu, maydanoz kullandım. Aynı yemeğin içinde birkaç çeşit et olmasını tercih etmiyorum, o yüzden sığır kaburgasını hiç koymadım. Ben de 3 çeşit patates kullandım, Afyon patatesi, küçük açık renk patates, iri sarı patates (sayılmaz mı diyorsunuz?). Benim patatesler çorbanın içinde eriyip helmelenmedi, kıvamı da koyu olmadı. Aslında patateslerin bir kısmını çorbanın içinden alıp, ezip tekrar çorbaya katabilirmişim. Mısır mevsimi geçtiği için taze mısır da bulamadım, dondurulmuş tane mısır aldım.
Sonuçta size ajiaco yaptım diye aileme yedirdim ama bir Kolombiyalı görse “nesi ajiaco bunun, kimi kandırıyorsun sen?” diyebilir. Onların yaptığından bayağı farklı, itiraf ediyorum ama gene de çok güzel oldu. Bütün imkânsızlıklara rağmen…
Ajiaco (bizim aileye bu ismi söylemek zor geldi, alihandro diyip durdular) yanında pilavla yeniyor. Kolombiya’da bizim pilav yok elbette, onlar pirinci üstü açık olarak ve sık sık karıştırarak pişiriyorlar. Ben bizim pilavdan yaptım. Çorbanın üstüne çok koyu kıvamlı bir krema (burada o da yok) ve salamura kapari konuyor. Ayrıca yanında avokado yeniyor.
10 kişilik
1 bütün tavuk
2 kg patates
1 büyük soğan
1 pırasanın yeşil yaprağı
1/2 demet maydanoz
8-10 tane karabiber
Tuz
Su
1/2 kg donmuş tane mısır
Servis için:
Süt kreması
Kapari salamurası
Pirinç pilavı
Dilimlenmiş avokado
Tavuğu temizleyip yıkayıp kocaman bir tencereye alın. Biz düdüklü tencere kullandık.
Patatesleri 1-2 santim eninde küp küp, soğanı küçücük doğrayın. Bunları da tavuğun üstüne koyun. Pırasa yaprağı, maydanoz ve tane karabiberi ilave edin. Hepsinin 4 parmak üstüne çıkacak kadar su ekleyin. Tuzunu serpin. Tavuk yumuşacık olana kadar pişirin. Suyu azaldıkça kaynar su katabilirsiniz ama koyu kıvamlı olması daha iyi.
Pırasa ve maydanozu çıkarıp atın. Tavuğu da çorbadan çıkarın. Derisini kemiğini ayırıp etini irili ufaklı parçalara bölün (kaynadıkça daha da küçülecek). Tavuk etini tekrar çorba tenceresine koyun. Bu aşamada çorbadan patates alıp ezip gene tencereye atabilirsiniz.
En son olarak donmuş mısırı ayrı bir tenceredeki kaynar suya atıp çıkarın, çorbaya ekleyin. Tadına tuzuna bakın. Hep birlikte kısık ateşte yarım saat daha kaynatın.
Çorbayı sıcak sıcak kâselere paylaştırın. Üstüne krema ve kapari ilave edin. Yanında pilav ve avokado ile afiyetle yiyin.
Bir yanıt yazın